Kotor'dan sabah 10.00 gibi yola çıktık. Bu saatler hep Türkiye saatine göre bu arada, buralarda saatler 1 saat geri. Başladık Google Maps'in çizdiği rotada ilerlemeye. Toplam 263 km. - Google Maps'e göre 4.30 saat. Yani anlıyoruz ki yolumuz minimum 6.30 saat sürecek (8 saat sürdü :D)
Bu rota, Kotor körfezini tamamen dolanıyor sonra başlıyor kuzeye doğru çıkarmaya. Körfez boyunca o kadar ama o kadar güzel manzaralar oluştu ki... Bi ara körfez ortasında, bir adanın üstünde kilise falan gördük. Sürekli dura dura körfezi yaklaşık 45 dk.da anca bitirdik. İnanılmazdı. Bu yoldan gitmeyecekseniz, başka bir yere gidecekseniz dahi körfezi dolanıp öyle yolunuza devam edin. Bizden söylemesi...
Körfezin en ucundan manzara
Yol yine gidiş-geliş, virajlar... Ama aynı Karadağ'daki gibi, kamyon yok, trafik yok, sen istediğin hızda ilerliyorsun, etrafı seyrede seyrede. Bosna-Hersek sınıra yaklaşırken yol asfaltı falan da kötüleşiyor 20-30 dk. ama sonra iyileşiyor ve süper manzara ile eğlenceli sürmeye devam... Sınıra yaklaşırken tepe üstüne kilise, kilisenin arkasında Bilecko Gölü... Pek şahane... Karadağ çıkışında yine damga basmıyorlar, bu sefer sormadan teşekkür ederek Bosna-Hersek sınırına gidiyoruz :)
Karadağ sınırı
Bosna Hersek yollarında ilk 1-2 saat tek tük ağaçlar, deli gibi virajlar, düz gitmek imkansız, 30 saniyede bir (ve gerçekten öylesine demiyorum, harbiden öyle) direksiyonu bir sağa bir sola çevire çevire gittik. İki kere ovadan geçip (dümdüüüz yol) tekrar dağ çık, dağ in, dağ çık, dağ in... Ama dediğim gibi, Arnavutluk'un aksine, trafiksiz, manzaralı, güzel bir sürüş. Çok yorucu ama bir o kadar da eğlenceli.
Bir yerden sonra orman başlıyor (Foca'ya doğru giderken) Yani her saniyesi muhteşem... Dereler, tüneller, ağaçlar, ormanlar... O kadar çok durduk ki giderken... Her yerden sürekli fotoğraf çekmek istedik, ki yolda sürekli kenara çekmiş arabalar gördük, herkes fotoğraf çekmek derdine düşmüş, sağına soluna gülerek, mutlu, huzurlu bakıyor... Yol üstünde bir anıt var ki (sanıyoruz ki anıt, sanıyoruz ki soykırım ama hiç tabela yok, ez olveys) konum şahane, anıt şahane, manzara şahane kare. Bir yerde durup yemek yedik, küfte tabi ki (Cevabi)...
Yandan dere akıyor, orman her taraf. Bi de Bora'nın yaşıtı var, ohhh!! Foca çevresi, bizim anladığımız kadarıyla rafting mekanı, kamp alanlarına baktık, hep rafting diyorlar başka bir şey demiyolar. Neyse işte, git Allah git, yollaaar biter mi, yollaaar biter mi, yaşlaaarr diner mi... Yol bitmiyor arkadaş, iyi manzara, güzel manzara da yani yetti artık :)
Saraybosna'ya girdiğimiz gibi yol 3 şerit oldu, dalga geçiyorlar resmen :) Bir Pazar günü şehre girdiğimiz için trafiksiz, sorunsuz kalacağımız pansiyonu bulduk. Eski şehre çok yakın. Konum şahane... Ancak geldiğimizden beri yağmur yağıyor. Durmaksızın yağıyor bir de... Bora ile şemsiyenin altında gidebileceğimiz kadar gidip geri dönüyoruz :(
Bu arada o kadar çok Türk turist var ki... Sokakta herkes Türkçe konuşuyor. Bizim otelde bile (küçük bir otel bu arada) alt katımızda Türk aile var :) Restoranlarda merhabalar, teşekkür ederimler gırla. Bellona, Acıbadem, Badem Pastanesi, Konyalı Restoranı, var oğlu var yani.
Dveri Restoranı'nda biftek yedik, şahaneydi, birazcıcık pahalı ama tadına ve mekanı görmeye değdi, aklınızda bulunsun. Bosna Börekçisi'nden (Buregdzinica Bosna) börekler yenildi, kıymalısı şahane. Bi de bi köfteci varmış, Cevabdzinica Zeljo. Vaktimiz olursa ona da gideceğiz, İnegöl köftesi çok güzelmiş. (Gittik, yedik, şahaneydi :)) Bu 3 yere de Ersem'in tavsiyesi ile gittik, iyi ki de gittik... Diğer bir tavsiye de her yerde Türk Kahvesi için idi, bunu da layıkıyla yerine getirdik. Mişın is kompliğtid :)
Dveri Restoranı
Son gün yağmur kesildi ve güzel bir şehir turu yaptık. Sabah Bora ile yavaş yavaş gezdik, öğleden sonra ailecek Türk kahveleri içe içe baştan sona yürüyerek turladık. Ve başladık Mostar planını yapmaya...
Yarın Mostar yolcusuyuz, Mostar'da görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder