7 Ocak 2013 Pazartesi

San Pedro de Atacama'da yılbaşı

Valparaiso'dan 25 saat süren yolculuk sonrası San Pedro de Atacama'ya ayak bastık. Yolculuk rahat geçsin diye "cama" sınıfından biletimizi almıştık. Önceki cama tecrübemizde sıcak yemek, şampanya ve şarap dağıtılmış, hiç durmadan yolculuk edilmişti. Bunda öyle olmadı. 5-6 kez durdu, sandviç, kurabiye dağıtıldı. Su istedik, "Pardon, bizde su yok" deyip vermediler ?! Ama rahat gittik, hakkını yemeyelim. Koltukları genişti. Arada durmasına da sevindik tabi ki. Çoğu zaman Pasifik Okyanusu kıyısından gitti, sahil kasabaları gördük. Sabaha doğru da çöle vardı, çok güzel gün doğumu izledik. 

Yine hostelin ismini ve adresini almayı unutmuş olduğum için maceramızı da yaşamış olduk, bu sefer sonu kötü bitti. Emrah'ın telefonunda bi aplikasyondan hostelin ismini hatırladım -hatırlanmayacak gibi değil, Hostel Laskar Cabur :)- adresini bulduk hatta haritadaki yerini bile gösterdi. Çok mutlu olduk, indiğimizde bakkalda çalışan kişiye "Las Perinas Sokak nerede?" diye sorduk, "Oooooo, cementeria, bla bla, ooo!!" diye cevap verdi. "Uzak herhalde de ne kadar uzak olabilir küçücük yer, yürüyelim" dedik, sırtımızda çantalarla aplikasyondaki haritaya göre yürümeye başladık. Haritaya göre bir sokağa girdik, sokağın başında 2 turist "Nereye gidiyorsunuz? O sokakta hiçbir şey yok, boşuna gitmeyin" dedi, biz yine de gittik, cidden bir şey yok, geri döndük, diğer sokağa girdik. Birine soruyoruz arkayı gösteriyor, diğerine soruyoruz, solu gösteriyor. Haritaya bakıyoruz, alakası yok, sonra şarj bitti zaten. Tam olarak 2 saat boyunca yaklaşık 2.400 m. yükseklikte yürümek durumunda kaldık. En son bir hostele sorduk "Nooolur nerede bu sokak, bu hostel, gözünü seviyim bi yardımcı ol" diye, adam "Oda arıyorsanız ben de var, iki kişi 20.000 Şili Pesosu" dedi. Bizim hostelin oda ücreti ise 38.000 Şili Pesosu idi. Odaya baktık, fena değil, diğer hostelden vazgeçtik ve buraya yerleştik :) Gerçekten küçücük yerde hosteli bulamadık yahu. Olacak iş değil. Neyse, bi daha olmaması için haritayı ezberleyip çıkacağız yola  :)

Valparaiso deniz seviyesinde, San Pedro de Atacama ise deniz seviyesinden 2.407 m yükseklikte. O yükseklikte, o oksijen azlığında, o deli sıcağında 2 saat çantalarla yürümek durumunda kaldık. Yollar toz toprak, çöldeyiz. Iguazu'da da aynı durumu yaşamıştık ama sonunda cennet gibi hostel bulmuştuk. Burada öyle bir hediye de olmadı. İlk gün yorulduk.

Deniz seviyesinden bir anda 2.000-4.000 m çıkınca yükseklik hastalığına tutuluyorsun. Baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık, halsizlik,... Bu nedenle yavaş yavaş yükselmek gerekiyor. Hem bunun için hem de yılbaşını çölde geçirmek için 4 gün burada kaldık, böylece Uyuni turu öncesi (turdaki yükseklik aralığı 3.800-4.600 m) yüksekliğe bir nebze alışmış olduk. Bu hastalığın doğal ilacı ise koka yaprağı. Her yerde koka yaprağı, koka çayı, koka şekeri satılıyor. İnsanlar birbirine ikram ediyor. Fena geçirenler için ilaçlar, oksijen tüpleri mevcut. Biz hafif bir baş ağrısı dışında herhangi bir belirti hissetmedik.
İlk 2 gün hem yolculuğun yorgunluğunu hem de yüksekliğe alışma safhasını geçirmek için tüm gün yattık, yemek yedik, yattık :) Kasabada tüm evler tek katlı, yollar toz toprak. Bazen fırtına çıkıyor, tüm toz üstünde bitiyor. Günde 3 kez duş alırsan belki biraz temiz olma ihtimalin var. Gündüz deli sıcak, akşam deli soğuk. İlginç yer açıkçası.
Hosteldeki odamız
Her yerde turist var, yılbaşını geçirmeye gelmişler. Restoranlar full dolu, tur şirketleri full dolu, hosteller, sokaklar, her yer vıcık vıcık turist :) Restoranlar çok pahalı. İlk gün 25 saatlik yolculuk sonrası yorgun olduğumuz için dışarıda yiyelim dedik. 3 restorana girdikten sonra sonunda makul fiyatlı bir yer bulup pizza, salata yiyebildik, ki aslında burası bile pahalıydı. 

Hostelde dinlendiğimiz süre boyunca da hostelde kalan çok sevimli 5-6 kişilik Santiago'lu grup ile bir süre eğlendik. Zaten grubun da eğlenmek dışında başka bir istekleri yok. Emrah grubun ortasına oturdu, bi biri soru soruyor, bi öteki, bi öteki, "Türkçe şu ne demek, nereleri gezdin, napıyorsun"... 1 kişiyi grubun merkezine alıp şirin şirin eğleniyorlar. Emrah kalkıyor, Japon yaşlı turisti alıp onunla konuşuyorlar, o kalkıyor, Brezilyalı kızlarla konuşup eğleniyorlar. Yılbaşı günü başka hostele geçtiler, biz de yılbaşını kutlamak için onların yanına gittik. Yılbaşı günü burada gelenekselmiş, her yerde barbekü yapılıyordu. Et, tavuk, sosis, biber, kabak... Her hostelden et kokuları yayılıyor :) Şili'nin içkisi "pisco" alıp gittik, çok güzel içkiymiş, kola ile daha da şahane oluyor. Pisco ile et ile muhabbet ile yılbaşına çölde girmiş olduk :) 30 kişiye "Feliz anyos" demişizdir -Emrah ile birbirimize "mutlu yıllar" dedik tabü kü de :) Bu arada çölde de parti varmış, bilseydim giderdim... :)

Yılbaşı günü gündüz ise bisiklet kiralayıp Ay Vadisi'ne gittik. San Pedro'dan vadi girişi 13 km., vadide ise yaklaşık 10 km kadar daha gidiyorsun, gidiş-gediş 46 km'lik gezi. Valparaiso'daki hostelden ve bir kaç kişiden gün batımının şahane olduğunu, bisiklet ile gezmenin de ayrıca şahane olduğunu duyduk. Bizde yarım gün saat 15.00'den 21.00'e kadar bisikletleri kişi başı 4.000 Şili Pesosuna kiraladık. Tabi ki buraya turlar da yapılıyor, minibüsle gezdirip manzara noktalarında bırakıyorlar. Biz hem atraksiyon olsun, hem ucuz olsun, hem de "çölde bisiklet sürelim, bi daha ne zaman sürceksin çılgın" düşüncesiyle pisletlerimizi kiraladık. 

San Pedro'da ay vadisi turu, gayzer turu, termal su turu vardı. Ama Uyuni jip turunda Bolivya'daki gayzerleri ve termal suları göreceğimiz için Şili'de de bunları görmeyelim dedik ve bu turlara katılmadık. Turda başımıza gelecekleri bilseydik giderdik. Bi dahaki yazı konusunda heyecanlanın biraz :)
Gidiş yolu tırmanıyorsun, sürekli tırmanıyorsun. 2.400 m'de, oksijensiz alanda, deli sıcağında hemen yoruluyorsun. Mola vere vere, bakına bakına 2 saatte anca vadinin ilk durağına gelmiş olduk. Mağarada gezinti... 
Çıktık mağaradan, önceden 32 derece hava sıcaklığında hazırlamış olduğumuz sandviçlerimizi yemeye koyulduk :) Yola devam, yokuş gittikçe dikleşiyor, gittikçe nefesimiz yetmiyor. Yanımızda 1 çift daha bisiklet ile geziyordu. Bisikletlerden indik, beraber yürüye yürüye yokuşu tırmandık, en tepe noktasında da güzelce oturup dinlendik. 
Molaların birinde... Bir gün buralara gelsinler de kendileri isimlerini yazsınlar :)

2. noktayı gün batımını izleyeceğimiz için trans geçtik, 3. noktaya gittik. Bir kayanın üstüne tırmanıp manzarayı seyrettik, fena rüzgar vardı, çok duramadık, ama şahane manzarayı da iyice sindirdik. 
Vadi girişindeki görevli 19.30'da güneşin batacağını, 2. noktaya gitmemiz gerektiğini anlattı. Gün batımı saati yaklaşıyordu, hem bu nedenle hem de ciddi şekilde yorulduğumuz için son noktaya gitmedik. Geri dönüp gün batımını izledik. Sonradan duyduk ki son nokta çok güzelmiş, çok pişman olduk. 
Bu arada ben Emrah'a sürekli "Gidelim, bisikletçi 21.00'de kapanacak, gelişimiz 2 saat sürdü, yetişemeyiz, gün batımını izlemesek mi?" deyip duruyorum, Emrah "Dönüş yolu yokuş aşağı yarım saatten fazla sürmez" deyip durdu. "İyi, en olmadı ekstra para vericez, napalım" düşüncesiyle 20.15'e kadar oturduk, bir sürü turist ile gün batımını izledik. İyi ki de izlemişiz. Dönüş yolunda neredeyse pedal çevirmedik, hatta frene basıp durduk :) 45 dk.da San Pedro'ya varmış olduk. 
Gün batımına 20 dk kala
Yılbaşına çölde bisiklet sürüp, gün batımını izleyip, akşam da pisco ile et ile bir sürü turist ile Türkiye'den 5 saat sonra girmiş olduk. Bütün yıl çölde geçireceğiz sanırım :) Uzun ve güzel bir gündü. 

Aşağıda Emrah'ın çektiği harikulade fotoğraflara bakınız :) Çok öpüyoruz, tekrardan herkese mutlu yıllar...
Hostelimiz...
 

                                                          San Pedro'dan ayrılış...05:00

1 yorum: