Kişi başı 50 Soles'e Copacabana'dan Cusco'ya biletlerimizi aldık. Sabah 08.30'da otobüse binip 15.00 civarı Cusco'ya vardık. Cusco'ya giriş ve terminal pek iç açıcı değildi ancak merkezine doğru gittiğimizde güzel bi şehre geldiğimizi anladık. Geniş meydan, onun hemen akabinde bi meydan daha, hemen akabinde bi geniş meydan daha... Sokakları, binaları, geniş meydanları ile turistik bir şehir. Şehre girdiğimizde pazar günüydü, sonradan anladık ki pazar günleri meydanlar coşuyormuş. İlk defa bi pazar günü kalabalık olan bi şehir gördük, önceki şehirler pazar günleri korkutacak şekilde boştu.
En geniş meydanı Plaza de Armas'da çok vakit geçirdik, her gün mutlaka az bi vakit bile olsa uğradık.
Gider gitmez Machu Picchu telaşımızı hemen atlatmaya çalıştık. Nereden bilet alınır, nasıl gidilir, seçenekler nedir, koşullar nedir? Bir günümüzü buna ayırdık, kafa patlattık, ölçtük, biçtik. Hostel sahibimiz de çok tatlı, her konuda yardımcı oldu. Bu konuyu Machu Picchu yazısında anlatacağız. Şimdi giriş yaptım :)
Machu Picchu'yu hallettik, şehrin arnavut kaldırımlı dar sokaklarında, geniş meydanlarında gezmeye başladık.
İnka Müzesi'ne ve ardından da UNESCO Listesi'ndeki Sacsayhuaman'a vardık. Sacsayhuaman'a yürürken de güzel manzaralı bir kilisede mola verdık. Şehri tüm hatlarıyla gördük.
Bu arada Cusco şehri yaklaşık 3.400 m yükseklikte kurulu. Yine yokuş çıkmak, yürümek, koşmak dert. Direkt uçakla Machu Picchu, Cusco görmeye gelenler de yükseklik hastalığına tutuluyorlar. Biz 10 gündür aynı yükseklikteyiz de yine de vücut tam olarak alışmış değil. Dolayısıyla kilisenin önünde mola verip fotoğraflar çektik, bu sırada yanı başımızda klip çekiliyordu, onu izledik, sonra Sacsayhuaman yoluna koyulduk. Yolda bayaa tur satmaya çalıştılar, yemedik. Girişte kişi başı 70 Soles verip taşları incelemeye koyulduk.
İnkalar Sacsayhuaman'ı savunma amaçlı planlamış, ayrıca ayinlerin de yapıldığı mekan olarak da tasarlanmış. Yaklaşık 20.000 işçi ve 4 mimar bu iş için çalışmış ve tahminen yaklaşık 50 sene bu çalışmalar sürmüş. Teorisyenlerden bazıları buranın tamamlanamadığını savunuyor. Diğer bir bilgi ise; İspanyollar'ın Cusco'yu ele geçirdikten sonra Cusco'daki bütün binaları yıkıp İspanyol tarzda binalar yapmak için Sacsayhuaman'daki taşları alıp merkeze getirdikleri ve şehri yeniden bu taşlarla kurdukları, ki şehir merkezinde aynı şekilde ve aynı tarzda taşları görmek mümkün. "Hazır taş var, niye uğraşalım arkadaş" deyip taşları yüklemişler. Hem gel İnkaları öldür, hem de adamların senelerce uğraşıp didindiği -hem de savunma amaçlı inşa ettiği- taşları alıp şehri yeniden kur. O zamanlar ayıp denen bir şey yokmuş tabii :) Bu arada İspanyolların 20.000 İnka askerine karşı 180 İspanyol askeri ile şehri ele geçirdikleri de ayrıca bir bilgi... Şehrin en geniş meydanı olan Plaza de Armas'da son İnka İmparatorunun öldürülmesi de apayrı bi konu.
Sacsayhuaman'da İnkalar taşları öyle bi şekilde üst üste dizmişler ki, inanılmaz. Hayran oluyorsun. O kadar çok fotoğraf çektik ki, her bir yerine ayrı ayrı şaşırarak çekmek zorunda hissettik. Hala bu taşların nasıl oyulduğu, yerleştirildiği hakkında tam bi bilgi yok, teoriler var. 1500'lü yıllarda İnkaların yaptığına hala akıl sır erdirememek...
Sacsayhuaman'da da süper bir manzara var, vadiye kurulmuş Cusco'nun tamamını görüyor. Gelsin fotoğraflar, videolar.. Sonrasında ise Rio'daki İsa Heykeli'nin aynısının yanına gittik, bi de oradan şehri izledik, pek bişey değişmedi, gerisin geri hostel yolunu tuttuk.
Machu Picchu için gelmişken şehrin kendisi de Sacsayhuaman da aklımızı başından aldı diyebiliriz. Şehri de gezdik, Machu Picchu biletlerini de aldık, bi şekilde Machu Picchu dönüşü ile birlikte bir hafta kadar Cusco'da kaldık. Gelsin artık şu Machu Picchu da, Güney Amerika turumuzu rahatlatalım deyip Aguas Calientes'e yollandık. Çünkü gezi başladığından beri hep Peru vizesi alabilecek miyiz, Machu Picchu'ya bilet bulabilecek miyiz, bulsak da girebilecek miyiz, ne yapacağız acaba diye dert olmuştu.
Bir diğer yazımızda da bunu anlatacağız efenim. Kendinize iyi bakınız, hoşça kalınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder