16 Aralık 2012 Pazar

Uruguay - Montevideo ve Peru vizesi (Peru vizesi kalktı)

Buenos Aires'ten sonunda ayrıldık. Bi ara Arjantin vatandaşı olmak için başvurmamız gerektiğini düşündüm. 1 aylık gezimizin 2 haftasını Buenos Aires'te geçirdik :)) Bu arada anlatmadan edemeyeceğim. El Calafate'den Buenos Aires'e geldikten 4 gün sonra sabah kalktık. Havada bi koku. "Birisi herhalde karnabahar falan pişiriyor, sabah sabah bütün hosteli kokuttu, töbe töbee.." dedik. Havayı sürekli kokladık (Bu arada odamızın kapısı direk terasa yani açık havaya açılıyor :)) Dışarıya bi baktık, duman içerisinde. "Nolüyo, bu duman ne? Bu koku ne?" derken Port Bölgesi'nde bi konteynırın yandığını hostelden ve haberlerden öğrendik. Dışarı çıktığımızda herkesin ağzında maske, kazak, tişört, şu bu vardı. Biz bu havayı baya kokladık, hatta yastıklarımıza, elbiselerimize falan sindi. Haberlerde "toksik gaz, kimyasal gaz, zehirli mi zehirli gaz..." diye bahsettiler. Sonra açıklama geldi "Gaz zehirli değil, kötü kokuyor, evet, ama zehirli değil". İşşala öyle değildir, ne diyelim :) Tecrübe oldu, bi daha böyle bi şey gördüğümüzde hemen maske alıp takacağız.
Emrah, Ulaş, Mahir ve San Telmo Dorrega Meydanı
Neyse ki, Buenos Aires San Telmo'da Mahir ve Ulaş (Bu arada Ulaş'ın döner dükkanı var ve ufff, bi döneri var, harikulade. Her gün yedik neredeyse) ile geçirdiğimiz 1 hafta sonunda Uruguay - Montevideo'ya gitme şansını elde ettik. Feribotla direk Montevideo'ya yaklaşık 3 saatte vardık ve iki kişi 1.000 Arjantin Peso'sunu bayılmış olduk. Biraz pahalı geldi ama sonuç itibariyle 2 ülke arası bir ulaşım, yapacak bir şey yok, saç saç saç paraları paraları...
Buenos Aires'teki hostelden ayrılmadan 10 dakika önce odamızın dış duvarına yusufçuk kondu. Umuyoruz ki vize ile ilgili şans getirecek :)
Mahir yoktu. Emrah da Dorrega Meydanı'ndaki satıcılardan birine -senyora- aldığımız hediyeyi Mahir'e iletmesi için 2 dk.da yukarıdaki kağıdı çizittiriverdi.

Montevideo'da indik, bi de ne görelim, hiç bir şey. Bi kaç insan, bi kaç tır ve araba. Karşıdan karşıya geçerken neredeyse yola bakmayacaktım. (Bir ülkenin başkentinden bahsediyorum...) Ülkenin nüfusu 2009 verilerine göre yaklaşık 3.500.000; Montevideo'da yani başkentte yaşayan kişi sayısı sayısı ise 1.350.000. Neredeyse Kocaeli kadar. Varın gerisini siz düşünün...
1-2 katlı evler ve bomboş sokaklar...
Burası, aldığımız bilgilere ve gördüğümüz-yaşadığımız tecrübelere göre, sanatsever bir ülke-başkent. Şu an itibariyle başkentte Bienal var, ayın 15'inde ilk ve tek gün olmak üzere tüm müzeler gece yarısına kadar açıktı. Gece gece müzeleri gezdik ve baya kalabalıktı. Bugün de Bienal'e gideceğiz, gelmişken kaçırmamak lazım.

Kaldığımız hostelde bir ressam -ki kendisi Uruguaylı imiş ama  New York'ta yaşıyormuş, kışları buraya geliyormuş, New York'ta şu an bir sergisi mevcutmuş, İstanbul Bienali'nin olduğu zamanlar İstanbul'a uğrarmış, Bienal'de bi kaç işi de sergilenmiş-, bir basçı - ki gün içerisinde sürekli çalıyor, ritm dinleyip duruyoruz :)-, bir gitarist -kendisi Polonyalı imiş, çok konuşamadık, ama Atatük'ü biliyor, hostelin içinde "Turko, Atatürk Kemalpaşaaa" diye bağırdı :)- bi tane de karikatürist - ki kendisi Türkiye'de şu an haftalık bi dergiye çiziyor, Tübitak adlı çizgi roman kitapları çıktı- :)) Küçücük hostelde bir sürü sanat ile uğraşan kişi gördük diyebilirim. Ülkenin % 98'i okur-yazar. Ayrıca refah içinde yaşadıklarını söyleyebiliriz. Sokakta 1-2 tane yatan insan gördük. Dolayısıyla sanata ayıracakları vakit var anladığımız kadarıyla. İmrenilesi...
İlk geldiğimiz gün neredeyse sokakta kimseyi (araba dahil) görmedik, hostelimiz şehir merkezine çok yakın bu arada. Gayet doyurucu et yemeği yedik, uyuduk. Ertesi gün Peru Konsolosluğu'nun yerini teyit ettik ve sahillerinden bi tanesini gördük. Öğrendiğimize göre nehir akıntısı olduğu için batıdan Montevideo'ya kadar olan sahil kısmında deniz pek güzel değilmiş. Asıl "Punta del Este" ve Lonely Planet'e göre Güney Amerika'nın en güzel 6. kumsalı olan "Punta del Diablo"yu görmeliymişiz. Oralar pek bi güzel imiş. (Fotoğraflara baktık, Türkiye sahillerinin yanında "Fıss" gibi kalıyor ama görmek ve görmeden de konuşmamak lazım tabi ki de :)) Şu vize konusu uzarsa gidip görmeyi planlıyoruz, ki öyle olmamasını ümit ediyoruz...
En meşhur binası
Neyse efenim, sokaklarda o kadar az insan var ki, anlamadık. "Nasıl başkent burası" diye diye gezdik. Saat 23.00'e doğru dondurma almak istedik, hostelden çıktık, Av. 18 de Julio üzerinden şehir merkezine doğru yürüdük. Cıvıl cıvıl. Baya kalabalık. Çoğunluğu bayanların oluşturduğu bir sürü insan (Sanıyoruz ki erkekler başka bir yerlerde takılıyor, erkek-kadın nüfusu neredeyse eşit çünkü) Hakkını yemişiz anladık. Herkes şehir merkezinde takılıyormuş. Dondurma almak için yarım saat bekledik. Burada dondurmacı olmak var sanırım, düşünmedik değil, yapacak başka bir işimiz yoktu, yarım saat bekledik sonuçta :)

Peru Konsolosluğu'na gittik, vize için sabıka kaydınızı getirin, bi de hostel rezervasyonu ve uçak biletinizi getirin dediler. Uçak biletini getiremeyeceğimizi, ülkeleri sırayla gezdiğimizi, mümkün olmadığını falan söyledik. Mırın kırın oldu ama sanıyoruz ki -emin değiliz- kabul ettiler. Ama illa ki de sabıka kaydımızı istiyorlar. Biz de buralara gelmeden akıl edemedik ve Türkiye'den almadık. Uruguay'daki Türk Konsolosluğu'na başvuralım, onlardan alabiliriz belki diye Uruguay Türk Konsolosluğu'na gittik. Biz fahri konsolosluğuz, durun sizi Buenos Aires'teki konsolosluğa bağlayalım dediler, konuştuk, derdimizi anlattık. 2 gün süren bizim açımızdan sancılı bi beklemeden sonra (baya yardımcı oldular bu arada, sağ olsunlar) sabıka kayıtlarımızı elde ettik. Pazartesi tekrar tüm belgeler ile Peru Konsolosluğu'na gideceğiz, umuyoruz ki, vizeyi alabilelim. Sırf bunun için Uruguay'da 1 hafta geçirmek zorunda kaldık, buna değecek işşallaaah. Neyse, beklerken de eğlendik, gezdik, gördük. Buranın insanı çok güler yüzlü, sıcak kanlı. Hostelimiz de güzel. Seviyoruz da yavaştan. Ama tabi ki en kısa sürede vizemiz çıksın da gidelim derdindeyiz. Daha çok yolumuz var :)

Sonuç itibariyle vize çıkana kadar Urugay'dan kıpırdayamayacağız. Arjantin ve Bolivya'dan Peru vizesi alınmıyor. Şili'den alma imkanımız bulunuyor ama kesin değil. Uruguay'dan alma şansı varken kaçırmak istemiyoruz. Kaldığımız süre içerisinde de sanatsever Uruguay halkı ile eğlenip coşacağız :)
Son olarak Ömer Yanıbelli'den bahsedip yazıyı bitireceğim. İlk geldiğimiz gün, t-shirtlerinin üzeride "İstanbul-Türkiye" yazan ve Türkiye Bayrağı olan 2 adam gördük. "Hayırdır" dedik. Geçen gün de kaldırımda yukarıdaki etiketi gördük. Sanıyoruz ki Ömer Yanıbelli isimli bir Türk burada Türkiye t-shirtlerleri satıyor :)

Devamı bi kaç güne efenim. Kendinize iyi bakınız, öptük :)

NOT: An itibariyle Peru vizesini almış bulunuyoruz. Hemi de 6 ay. 1 sene içerisinde 6 ay kalabiliriz istersek. Neden olmasın :) Biraz uğraştırdılar, Peru'da kalacağımız hostel rezervasyonu, sabıka kayıtları, Peru'dan çıkacağımıza dair uçak bileti-otobüs bileti istediler. Biz de "Nooolur başka bi yol bulalım, bilet getiremeyiz" dedik. Onlar da "Tamam hadi Ekvator'da kalacağınız hostel rezervasyonu çıktısını getirin bari" dediler. Biz de "Çok sağ olun, ne kadar da iyisiniz" dedik. 3-4 kere gidip gelip durduk ama sonunda vizemizi de kaptık. O kadar mutluyuz ki, bu kadar mutlu olabilirdik. Nazar değmesin :) 
Aşağıda da Bienal'den bi kaç foto ekledik. Hostelde tanıştığımız Jorge (New York'ta yaşayan ressam) ile birlikte gezdik. Halihazırda banka olarak işleyen 2 görkemli binayı boşaltmışlar ve şu an Bienal için kullanıyorlar. Binadaki çalışanlar da geçici olarak bi alt sokağa gitmiş. Güzel güzel gezdik, güzel güzel bilgilendirildik. Montevideo'yu giderek daha çok seviyoruz.
Yarın Uruguay-Colonia'da 2 saat gezip feribotla Buenos Aires'e geçeceğiz. Sonra hiç kalmadan akşam otobüsü ile Mendoza'ya gideceğiz. 14 saatlik yol, 2. uzun yolculuğumuz olacak, bakalım nasıl geçecek..
Görüşmek üzere...
Bu ülkede ateist çokmuş, bu nedenle kiliseye giden sayısı çok azmış. Kiliselerin çoğu yavaş yavaş kapanmış. Yukarıdaki kilise de normalde kapalı imiş. Bienal için açılmış, burada yaşayanlar bile "İlk defa bu kiliseye girebildik, çok güzel kiliseymiş" diyorlar. Gerçekten de şahane bi kilise..


Teatro Solis. 
Uruguay'daki en eski tiyatro binası. 1856'da inşa edilmiş, şu an restore ediliyor, gezemedik...

4 yorum:

  1. Yılın çifti seçtim sizi. Yazdıklarınızı okurken yanınızdaymışım gibi oluyorum. Biri gezer biri bakar durumu.
    (Otisabi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yerde sizin icin sapka ariyoruz :) Tesekkurler.
      Sevgiler, selamlar

      Sil
  2. iyi geziler birader. tekrar hatırlamış oldum ben de. fotolar süper. bu arada bolivyadan peru vizesi alınıyordu 3 günde, sabıka kaydı da istemiyolardı. neyse almışsınız sonuçta. yolunuz açık olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (emrah) Bolivyadaki peru konsolosluğu vize vermiyo 2 aydır..arjantinde vermiyo..ama uruguay yaşanıcak ülkeymiş onu anlamış olduk bu bahaneyle..selamlar:)

      Sil