Neyse efenim, Rio'da hava fenaydı. İsa heykelini gördük, ama yağmur şakır şukur yağıyordu. Makineler ıslandı, ay üstüm ıslandı, üşüdüm derken çok takılamadık sonuç itibariyle. Şehirde de sis vardı, ama ilginç fotoğraflar çıktı, bize de böylesi denk geldi, kısmet :)
Şehrin sisli, romantik görüntüsü
Beyim
Kötü kadrajlı, ikimizin de olduğu tek fotoğraf
Heykele çıkarken tarihi trenle ya da bildiğimiz dolmuşla çıkabiliyorsun. Biz de "trenle çıkalım, dolmuş da neymiş" dedik, trene bindik, iki kişi için 90 Real verdik. Ancak trene binerken 1 saat, inerken de yine 1 saati aşkın bekledik. Tren iyi hoş da yorgunduk ve daha gezecek bir sürü yerimiz vardı. Dolmuş daha mı mantıklıydı acaba diye düşünsek de aşağı inerken sürprizle karşılaştık. Samba müzik yapan bir grup trene bindi. Müzik eşliğinde ormanın içinden gitmek çok keyifliydi, aşağıdan videosunu izleyebilirsiniz.
Santa Teresa ve Maracana Stadyum'unu hava koşulları nedeniyle gezemedik. Biz de Copacabana ve İpanema'da Brezilya bayrağı olan incecik plaj havlusunu bulmak için ıslana ıslana gezdik, coconut içtik. Cumartesi dükkanların yarısı kapalıydı bu arada.
Planımız buradan güzel plajı olduğu söylenen Paraty'ye geçmekti. Ancak Rio ve civarında havaların 1 hafta kadar kötü olduğunu hava durumundan öğrendikten ve Brezilya'nın ciddi anlamda pahalı olduğunu teyit ettikten sonra buralardan kaçmaya karar verdik. Rio-Sao Paulo arası otobüsle 7 saat; Sao Paulo-Iguazu arası 14 saat, internette herkes uçakla gidin diyor, biz de uçak bileti aramaya koyulduk. Madem öyle, bari en ucuz olanı ile gidelim dedik ve kişi başı 185 dolar !! olan 3 aktarmalı -toplamda 8 saat süren- uçak için biletimizi aldık. Rio'dan Sao Paulo, Sao Paulo'dan Alex de Souza'nın memleketi Curitiba, oradan da Iguazu. Dolayısıyla şu ana kadar Brezilya'nın 5 adet hava alanını görmüş olduk. Curitiba'ya gitmedik demeyiz artık :) Gece 2.30'da Rio'daki hostelden çıktık; öğlen 14 sularında Iguazu'ya indik, yorucu bi gün geçirdik.
Curitiba'dayız, sadece -sizin de fotodan görmekte olduğunuz- bu kadar kısmını görebildik, hava alanından 20 m. ilerideki sigara içilen bölümü :)
Rio'da Arjantin tarafında mı kalsak, Brezilya tarafında mı kalsak, gider gitmez şelaleye mi gezsek, planı tam yapamadık. Dolayısıyla hostel için de rezervasyon yaptırmadık, bodoslama gittik, cezamızı da çektik. Hava alanından indiğimizde Information'a gittik, hostel bölgesini sorduk. Hava alanına çok yakın bi yer gösterdi, ama ben önceden baktığımda (elde ettiğimiz haritadan da biraz hatırlayarak) merkezde hostel alanı olduğuna % 80 emindim. Neyse, Inforrmation'daki görevli çok yardımcı olmadı, ben de biraz inat ettim, şehrin merkezine gittik, sokakta gezerken buluruz herhalde diye. Ancak sokaklar o kadar boştu ki, film seti gibiydi. Biraz çantalarla gezdik, hava inanılmaz derecede sıcak ve nemli bu arada, koca çantalarla yürümek biraz zorladı. Biz de pes ettik, tekrar görevlinin söylediği hostel yerine gitmeye karar verdik ve hava alanı civarına geri döndük. Yine ıssız, toprak yolu olan bi sokağa girdik, "Natura Hostel 1.500 m." yazan tabelayı Emrah gördü, hadi gidelim dedik, ciddi anlamda topraklı-taşlı yoldan sonra öyle bi yere geldik ki inanamazsınız. Gölü, havuzu, hamağı, bol ağacı, bol kuşu,... olan cennet gibi hostele adımımızı attık. 2 kişi fiyatının da 95 Real olduğunu duyduktan sonra hemmen odaya yerleştik. O kadar yorgunluk, sıkıntı, sıcakta çantalarla gezdikten ve moral bozukluğundan sonra resmen ödüllendirildik. (Maşşalaaah, tütütütü... :P) Burası gerçekten şaka gibi. (Sonradan öğrendik ki merkezde 2 sokak aşağı inseymişiz, hostelleri sıra sıra görecekmişiz. Yaklaşmışım ama bilememişim, iyi ki bilememişim :)) Plana göre Iguazu'da 2 gün kalacaktık, şu an onu 3 güne çıkardık.
Hostelin göl ve hamak bölümü
Bar bölümü (cidden çok az kişi var, öyle böyle değil :))
Koskoca hostelde 3 müşteri var, özel arazimizmiş gibi sanki :) Hamaklarda uyuyup duruyoruz. Muhteşem yemekler yiyoruz, hostelin çok iyi bi aşçısı var. Paraty'de yapmayı düşündüğümüz tatili burada yapıyoruz. Neyse nazar değmeden burada yazıyı sonlandırıyorum. İnternet çok yavaş, 4 saatte 2 fotoğraf yüklüyor, o yüzden daha foto koyamıyoruz, sıkıcı bi yazı oldu sanırım.
Bu arada burada hamam böceği büyüklüğünde ateş böcekleri var. Akşam o kadar şahane gözüküyor ki... Havada fener uçuyor gibi sanki. Cayınt tropikal ateş böceği :)
Yarın Brezilya tarafındaki şelale, sonra Arjantin tarafındaki şelaleleri görüp Buenos Aires'e geçmeye karar verdik (İlk 18 saatlik yolculuğumuzu yapacağız) Yarın detaylı fotoları ekleyeceğiz. Buenos Aires'ten de yazı kısmını yaparız artık. Kendinize iyi bakın, öptük :)
iştee benim için macera şu anda başladı...böcekleeerr!! Supernatural izliyor gibiyim..Indiana Jones ta mağarada katır kutur seslerden soora feneri yaktıı an gibi buda aklıma kazınacak...geriye ne yazmışın ne fayda, istersen cennete git..ben olsam hemen Alex i alır dönerim :)
YanıtlaSilGüney Amerika'yı seven böceeene katlanır. Tropikal bura, turopigal :)
Sil