Geldik Iguazu'ya... En son çok güzel bir hostelde kalıyoruz, yeşillik, kuşlar, göl diye anlatmıştık yaa. Noldu bilin bakalım. Hiçbir şey. Hep güzeldi :) Hostel Natura. Olur da gitmek istersiniz, ismini bilin. Kalma süremizi daha uzatsak mı diye düşündük, o kadar güzeldi. (Artık bittiği için güzel güzel övebilirim)
Neyse, şelalelere gelecek olursak.. Gitmeden önceki gün Brezilya tarafındaki şelale alanını gezdik. Baştan küçük küçük şelaleler, sonra gitgide büyüyen şelaleler ve en son şahane bir görüntü ile son buldu. Çocuklar gibi şenlendik. Zaten muhteşem bir hostelde kalıyorduk, şelale daha da neşelendirdi bizi, kerata (maşşallaa, tütüt) :) Çook güzeldi. 3 saat kadar takıldık, ki zaman nasıl geçti hiç bilmiyoruz.
Fotoğraf çekerken Türk çift geldi yanımıza, "Aaaa siz de mi Türkiye'den geldiniz, burada gördüğümüz 2. Türk çiftsiniz" dedi. Karı-koca Antalya'dan yola çıkmış, gemi ile İspanya'ya, oradan da Brezilya'ya gelmişler. Sonra da Paraguay, Arjantin ülkelerine gideceklermiş. Gezileri 2,5 ay sürecekmiş. Orta yaşın biraz üstü, çok neşeli bir bayan ile konuştum. Rio'da da Emrah "Acaba kaç tane Türk vardır burada?" dedikten 10 sn. sonra (gerçekten 10 sn, abartmadım) 3-4 kişilik grup Türkçe konuşarak yanımızdan geçti. Öyle işte, Brezilya'daki Türklerden de bahsetmiş oldum, sıramı savdım.
Iguazu'da 2 Türk bayan ne yapıyordu ?! dadandandadan...
Şelalelerden sonra şehir merkezine gittik. Haritadan caminin olduğunu gördük. Hadi gidelim, görelim, görmeden olmaz diyerek caminin yolunu tuttuk. Emrah 2 rekat namaz kıldı, Allah kabul etsin dedik. Sonra tekrar güzelim caanım hostelimize geri döndük. Otobüsle ana yolda indik. Toprak yolda giden ve hostelin önünde indiren otobüsü kaçırdık, yorgunduk, biz de otostop çekmeye karar verdik. Çook tatlı bir aile bizi arabasına aldı. Dilde anlaşamadık ama sürekli güldüler, biz de sürekli güldük. Güle güle hostele vardık.
Ertesi gün de Arjantin tarafındaki şelale alanına gitmek için yola koyulduk ve harikulade hostelimizden de ayrıldık. :( TTU'nun arka sokağından geçen otobüsler 4 Real'e Igauza'ya götürüyor. Biz de bindik, sınırdan geçerken pasaportlarımıza damga vurdurduk, diğer otobüsü bekledik (40 dk sonra geldi, fenaydı) ve Arjantin'in Iguazu şehir merkezine varmış olduk. İner inmez Buenos Aires biletimizi aldık ve Arjantin tarafındaki şelalelere koşturuverdik.
Parka girişte tren istasyon var. Bu tren seni alıp Şeytanın Boğazı'na götürüyor. Eski, güzel, minicik bi tren. Şeytanın Boğazı'nda indiriyor, 10 dk. yürüdükten sonra geldiğin yer inanılmaz. İlk gördüğümde gözlerim dolacak gibi oldu, daha ne diyim :) Hiç anlatmaya çalışmayacağım. Herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer. O kadar büyük bir güç izliyorsun ki, anlatamaycam. Bir sürü foto koyduk ama yine de, lakin ki, gerçekte olduğu gibi değil, göründüğü gibi ol :P Vidyo koyduk, fotoğraf koyduk, aşağıdan bakınız.
Şeytanın Boğazı
Boğaza doğru giderken de türlü türlü kelebek, kuş, sürüngen, karınca, dev balık (Bence Big Fish'teki balığı gördük).. 10 dk.'lık yolu yarım saatte gittik. Kelebekler çeşit çeşit, bir de eline-bacağına-kafana konuyor, kaçırmadan fotoğraf çekmeye çalışıyorsun falan. Gidiş yolu da eğlenceli yani.
Herkesin dediği gibi Brezilya'dan güzel fotoğraf çekiliyor. Arjantin tarafında da şelalenin dibine giriyorsun ve hissediyorsun. İki taraf da birbirinden güzel, mutlaka görülmesi lazım, aklınızda bulunsun. Şimdiden plan yapın.
Sevgiler, saygılar
Bizim çocuklar işte...
(Tanımıyoruz, Emrah da neden çektiğini hatırlamıyor, biz de bloğa koyalım dedik, böyle bi grup vardı işte :))
Şeytanın Boğazına giderken..
Nefes kesici "Şeytanın Boğazı"
ah be emrahım şu kelebeen allah yazılı olanını bulaydın cemaatimizden tam puan alırdın..
YanıtlaSilseksen the city.. yazasım geldi
ufacık kelebeen kanadına seksen the city nasıl sığsın a baldız...
Silp.s. allahın ispanyolcası 'dios'