15 Mart 2013 Cuma

Santa Marta'da 1 hafta


Tayrona Ulusal Parkı'nda güzelce bi dinlendikten sonra Santa Marta'ya döndük. Uçak biletlerini 15 gün önceden almak zorundaydık, Quito'dan 4 Mart için Bogota aktarmalı Sao Paulo biletini almıştık. Bu zamana kadar 1 haftamız kalmıştı. Bu sayede biz de Santa Marta'daki yaşamı iyice sindirmeye fırsat bulduk.

Hostelin yeri şahaneydi. 5 dakikalık bir yürüme ile merkezde idik. Biz de her gün meydanına, merkezine gitme şansını kaçırmadık. Fekat buralar o kadar ama o kadar sıcak ki, gündüz çıkma ihtimalin yok. Nefes alamıyorsun, gölgede bile yürüsen fena oluyorsun, tansiyonun hemen düşüyor. Bu nedenle akşam saat 5'e kadar klimalı odamızdan çıkamadık. Yakında şahane bir pastane bulduk, kahvaltı için oraya gidip yine çok yakında bulunan süper market "Exito"dan da meyve sularımızı içip odamızda takıldık. Bir de kahve yapıyorlar ki şahane. Kolombiya'nın kahvesi meşhur zaten, Emrah baya bir kahve keyfini çıkardı. Sokakta 0,5 COP'a satıyorlar, şekerli kahve. Şahane.
Bunun dışında yine taze meyve suları yapan bir sürü yer var. Taze meyve, su veya süt, şeker katıp blenderda karıştırıyorlar. Maracuya, ananas, mango, lulo, mora, kavun... daha bir sürü adını bilmediğimiz tropikal meyve. Favorimiz maracuya oldu tabi ki. Tadı çok güzel, bunun dışında bi de ilginç meyve. İstanbul'a çok getirmek istedim de bozulur diye korktum :)

Santa Marta batısında marinası, doğusunda limanı, ikisinin ortasında da sahili olan küçük bir şehir. Limanı çok büyük bu arada ve sahile de çok yakın, denize nasıl giriyorlar, pek de anlamadık açıkçası. Limanda "Kaptanoğlu" isimli Türk gemimizi de görmüş olduk, bi içimiz kıpraştı :)

Buranın insanı bize bi ilginç geldi. Sokaktan geçen herkes seninle muhabbet etmeye çalışıyor. Sahilde bir kahveciden yine kahve aldık. Adam sonra başladı anlatmaya. Telefonunu tuvalette unutmuş, eğer kaybolsaymış ağlarmış çünkü telefonun bir sürü özelliği varmış. Mesela radyo dinleyebiliyormuş (radyo dinledik), mesela televizyon seyredebiliyormuş (televizyon seyrettik), her dil varmış (Türkçe bulmaya çalıştık yoktu), fotoğraf çekebiliyormuş (fotoğraflarımızı çekti, gösterdi), torununun fotoğraflarını gösterdi... Yarım saat sırf bunları anlattı, biz dinledik. Bir ara telefonunu satmak istediğini düşündük, hayır, alakası yok çünkü telefonum diyor başka bir şey demiyor. Yine sahilde yürürken arkamızdan gelen bir kız beni dürttü, ismin ne? nerelisin? falan diye konuşmaya başladı... Daha da bir sürü olay. Konuşmayı, muhabbetti çok seviyorlar. Türkiye'de biri bu soruları sorsa "Ne istiyor acaba? Bu adam neyin nesi?" deyip kaçarız, biz de pek anlamadık o yüzden, Türküz çünkü :)

Efendime söyleyeyim, merkezini anlatmak gerekirse de La Paz'daki gibi sokak satışları çok meşhur. İstediğin her şeyi yine sokakta bulabiliyorsun. Tezgahını kapan kaldırıma oturup türlü türlü eşya, yiyecek satıyor. O derece ki sokakta pizza yapıp satıyorlar. Bildiğin fırın ile sokakta pizza yapıp dilim dilim 2,5 COP'a satıyorlar. Gün aşırı pizza yedik, güzel de yapıyorlar. Yine aynı kaldırımda da taze meyve suyu yapan adamdan da meyve suyunu içiyorsun, tabure veriyorlar, sokağa oturup hapur hupur yiyorsun. Yoldan geçen herkes bir dilim kapıp yoluna devam ediyor. Ucuza akşam yemeği.
 
                                             
 
 
 
                                      

Santa Marta kiliselerini, sokaklarını gezdikten sonra bir de 5 km. ötesinde bulunan Taganga'ya gidelim dedik. Bir gittik ki kimse yok. Turistik olmak üzere ama olmamış bir balıkçı kasabası. Sahilde sıra sıra restoran var, birine oturduk, bir şeyler içtik. Sahiline gittik, bir kaç turist, balıkçı teknelerinin yanında denize giriyor. 3 saat gezindik sonra Santa Marta'ya geri döndük. Taganga'yı da görmüş olduk.


Gezindik, ettik derken 1 haftayı geçirmiş bulunduk. Artık Türkiye moduna da girdik. Dönüş yolu için yavaş yavaş hazırlanmaya da başladık. Daha Sao Paulo'da 1 tam günümüz var. Bakalım orada ne yapacağız? Çok öpüyoruz...

2 yorum:

  1. Fotoları çok beğendim. Peru Amazon bölgesi insanları da aynı; hepsi can atıyor aman selam vereyim aman sohbet edeyim diye. Santa Marta'yı ben de çok merak ediyorum, Leticia'dan Cartegena'ya uçacağım daha fazla vakit geçirmek için Karayip sahilinde. Hostel adı ve fiyatı hatırlıyor musunuz? Bir de fiyatlar çok mu pahalı herkesin dediği gibi?
    Size iyi gezmeler
    Paşa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cartagena'da hostel bulamadik, bu yüzden pahalı hostelde kaldık. Santa Marta'da da 21. Sokak'ta istediğimiz hostelde yer bulamadık, biz de ayni sokak üzerinde Royal Park Hostel diye bir yerde kaldık. Hostelden çok hotele benziyordu ama odalar rahattı en azindan. Oraya da günlük 2 kişi 80 COP verdik. Dorms yoktu sanırım, dediğim gibi hoteldi. Ayni sokak üzerinde daha ucuz ve daha güzel bi hostel vardı, orayı istedik de olmadı. Senin şansına olur belki :)
      Cartagena pahalı bir yer, bi restoranda yiyelim dedik de iyice anladık pahalı olduğunu. Santa Marta daha ucuz, sokaktan yiyip içersen hatta sorun yok. ucuza hallediyorsun.
      Sana da iyi gezmeler :)

      Sil